11 Mayıs 2015 Pazartesi

Özge Gül | Tutkulu Aşk || Yorum




Yine enfes bir kitap yorumu ile karşınızdayım! Tuba'nın Yorum Köşesi ile gerçekleştirdiğimiz "Tutkulu Aşk" için okuma etkinliğini yakın zamanda gerçekleştiriyor ve Kitap Cenneti sayfasında harika bir yarışma yapıyoruz.  Bizi takip etmeyi unutmayın! Çok yakında. ;) 

Öncelikle bu enfes kitapla ilgili yorumuma geçmeden önce kitabımız hakkında bir fikir edinelim, değil mi?  






Aşk kalplere yerleşecek ve bedenlerde tutkuya dönüşecekti...


Yıllarca aşkla yanıp tutuşan ama karşılık bulamayan bir erkek ne yapar? Serkan hayatına devam etmeyi tercih etti ve bir başkasıyla nişanlandı. Onun için diğer kadınlar artık yok sayılacaktı. Ama Melisa'nın varlığı bile aklını karıştırıp aşkının katlanmasına yetiyordu.

Kalbi kararını çoktan vermişken, kadına yaklaşmanın yollarını arayacaktı ama Melisa, hayatı kendi bildiğinden ibaret sanırken bu hayli zor olacaktı.

Gittikçe yükselen, tutkuyla sarılmış, acılarla bilenmiş bir aşkın içine düşmemek için çabalayan Melisa'yı ikna edebilecek miydi Serkan? Peki ederse arzuladığı mutluluğa sonsuza kadar kavuşabilecek miydi?

Aşk için savaşırken, birbirlerinden güç almaları gerektiğini bilseler yetecekti ama bunu becerebilecekler mi?

Peki ya tutku her zaman aşk mı getirir?

İşte tüm bu sorular cevap bulurken, bu iki gencin hikâyesine bir tutamdan fazla acı eklenecek…

(Tanıtım Bülteninden)







Veeee gelelim yorumuma. :) Nasıl yorum yapacağım bilmiyorum aslında. Kitabı çok sevdim, övmek istediğim çok yer var ama yazıyı fazla uzun tutup arada spoiler vermekten korkuyorum. Bu yüzden kendimi frenlemeye çalışıyorum. :)


Öncelikle şunu söylemek istiyorum ki Tutkulu Aşk bana çok iyi geldi. Son zamanlarda okuduğum en kaliteli ve kurgusu en sağlam yerli kitaplardandı bence. Çünkü ne yazık ki günümüzde her telden hikaye kitap oluyor ve bu oldukça can sıkıcı bir durum haline geldi. Her neyse, yorumumuza dönelim. Ayrıca belirtmek istediğim bir yer var. Ben kitabı okuduktan sonra yazarın ilk kitabı olduğuna şaşırdım doğrusu. Yani kitap öyle bir ustalıkla kaleme alınmış ki, sanırsınız yıllarca yazan profesyonel bir yazar. Bu yüzden yazarın kalemine aşık olduğumu söyleyebilirim. İlk kitap bu kadar güzelse, demek ki bundan sonraki kitaplar apayrı güzel olacak ve bu da sevgili Özge Gül'ün kitaplarını tereddütsüz alıp, büyük bir heyecanla okuyacağım anlamına geliyor. :)

Kitapta büyülü bir aşk hikayesi bizi bekliyor. Bir tarafta aşkını 6 yıl boyu içine gömen bir adam. (Ah, bunun beni ne kadar etkilediğini söylemezsem olmaz. Zaten karaktere apayrı aşık oldum. Hiç iyi değilim şu an. Kafayı sıyırdım sanırım.) Diğer bir tarafta ise bu aşktan kaçan Melisa.  Bir de şöyle bir durum var ki Serkan nişanlı. :( Melisa'yı halen seviyor ama hani derler ya 'Fazla naz aşkı usandırır' diye. Bizim kadın karakterimizde aşırı nazlı bence. Bu yüzden Serkan, Melisa'yı hala sevmeye devam etse de gidip başka bir kadınla nişanlanmış. Buradan da anlıyoruz ki, fazla naz zarar kızlar. :D Bunu bu kitapta daha iyi anlamış bulundum.

Evet, tamam itiraf ediyorum. Ben Melisa'ya fena sinir olum. Hatta öyle ki bazen sayfaya yumruk atasım geldi. O derece sinirlendim düşünün yani. Adama az çektirmedi kabul edelim. Serkan gibi bir adama yapılır mı bu? Elime bir geçse Melisa olacakları siz düşünün artık. :D Kitabın devamında geç de olsa kendini birazcık affettirdi ancak ben ona hala çok sinirliyim. Yani, sonuçta Serkan gibi bir adamı üzdü, öyle değil mi? Bu arada ayrıca belirtmek istiyorum ki, Serkan'a bayıldım! Ama en çok da onun beni büyüleyen, masum aşkına bayıldım! Bir kadın böyle sevilir işte...

Tabii, şunu geçmeyeyim. Kitapta sinir olduğum karakter bir adet daha bulunuyordu. Ki ben ona Melisa'dan daha sinir oldum. Sonuçta asıl kızımız Melisa. Sadece ona tavırlıyım o kadar. :D Tamam iyice psikopata bağladım, kabul ediyorum. Diyorum ya kitabı çok beğendim. Hep ondan oluyor bunlar. :D Neyse. Ah, şu Serkan'ın cazgır nişanlısından bahsediyordum, değil mi? Aklıma geldikçe sinirlerim tavan yapıyor. O nasıl bir kadındı öyle? Saman altından su yürüten türden hem de! Tamam, bu konuya fazla girmiyorum çünkü kadın fena halde beterdi. Gerisini siz düşünün artık! Beni şok etti resmen. Hatta bazen sinirden saç diplerime kadar kaşındığım doğrudur. :(

Kitap çok güzel bir kitaptı. Tutkulu Aşk'ı okurken hiç sıkılmadım. Aksine her sayfasını büyük bir heyecan ve merak eşliğinde çevirdim. Son zamanlarda böyle bir kitaba hasret kalmışım bunu da anlamış bulundum. Kitap ciddi anlamda çok iyi geldi. Yazarın kalemini çok sevdim. Çok akıcı, sade ve yalın bir dili vardı. Bir kere okuyucuyu sıkmıyor ve bu çok önemli bir şey benim için. Kurgu zaten kusursuzdu. Defalarca söyleyebilirim belki Serkan benim kalbimin baş köşesine yerleşti. Buradan da çok sevgili yazarımıza sesleniyorum; Acaba böyle bir karakter gerçek hayatta var mı? Hani varsa ben de alabilirim bir adet. Bilinsin istedim. :D

Ha az daha unutuyordum. Kitapta sadece bir çiftin aşkına tanıklık etmiyoruz. Oldukça tatlı bir çiftimiz daha var ve ben onları da çok sevdim. :) Evet, evet Murat ve Selin'den bahsediyorum. Sanırım Murat da yazarımızın yeni kitabında gönlümü fethedecek. Ama Serkan'ın tahtını sallayabilir mi orasını zaman gösterecek. Murat ve Selin'in hikayesini de merakla bekliyorum. Umarım yazarımız bizi fazla bekletmez diyorum ve yorumumu burada sonlandırıyorum.

Sanırım biraz uzun bir yorum oldu. Umarım sıkılmazsınız. Gerçi benim daha yazacağım çok şey vardı ama fazla uzatmak istemiyorum. Kısacası, özetle: Ben Tutkulu Aşk'ı çok beğendim. Vakit kaybetmeden alın okuyun derim. Kitaplığınızın baş köşesine yerleşeceğine eminim. Benim de öyle oldu. :)


Küçük bir not (Hayır, aslında fazlasıyla önemli bir not): Bu yorumdan sonra okuyacak çok sevgili arkadaşlara sesleniyorum: Serkan'a fazla sulanmasanız iyi edersiniz. ;) :D 


0 yorum:

Yorum Gönder